küçük hayallerİ olan, büyük düşünemez

Sınırlandırılmış çalışma hayatında, sınırlandırılmış saat ve dakikalarda, sınırlandırılmış telefon görüşmelerinde, sınırları olmayan bir şirket kurdum. Koşullar ne olursa olsun; kimse düşüncelerinize duvarlar öremez. 

Evet; BÜYÜK HAYAL ET, BÜYÜK DÜŞÜN...

Kısa Sorular

unutma kİ, 

ŞANS VE TESADÜF DİYE BİRŞEY YOKTUR, SEBEP VE SONUÇ VARDIR...

HAYALLERİNE GİDEN YOL; 

ne istediğini bilmekten, istediğine inanmaktan, iyi bir fizibiliteden, doğru planlamadan, doğru insanlardan ve doğru materyallerden geçer.

İNANDIĞIMIZ KADARIZ… 

Herkesin bir hayat amacının olması gerektiğini düşünüyorum. Ciddi anlamda bir hayat amacı olmalı insanın. Benim de hayat amacım "FROMUS" oldu.

Bu zorlu ve sabır gerektiren yolculukta yanımda olan tüm dostlarıma teşekkür ediyorum. Dostlarımla birlikte, FROMUS markamızın tüm dünyada büyük bir marka olması hedefiyle yola çıktık. Sıfırdan başlayarak, sabırla yürüyoruz.

Ama bildiğimiz bir şey vardı ki; o da, ne istediğimizi çok iyi bildiğimiz ve bu istediğimize inandığımızdı… 

FROMUS bir inancın hikâyesidir. İhtiyaçların ötesine geçip, arzulanan ürünleri insanlarla buluşturmak isterken, “İnsanın olduğu her yerde…” sloganını kendimize  vizyon edindik.   Bu slogandan hareketle insanı en büyük değerimiz olarak gördük. 

Mesele; kültürü, felsefesi ve arzulanan ürünleriyle bir FROMUS’ lu olmak meselesidir aslında.   Aidiyetlik ve bağlılık duygusu ile biz bunu perçinleyeceğiz. Belki, küçük bir adımla başladık, ama unutmamak gerekir ki, her şey ilk adımla başlıyor. 

Küçük hayalleri olan büyük düşünemez dedik ve büyük hayal ettik. Biz bu büyük hayali, marka kullanıcılarımız ile birlikte gerçekleştirebileceğimizi biliyoruz. 

Neden FROMUS markası da diğer büyük markalar gibi dünyanın dört bir yanına yayılmasın. Bunların hepsi sağlam bir inançla olur. Biz inandık ve kendimize güveniyoruz.   

BİLİYORUZ Kİ BİZ, İNANDIĞIMIZ KADARIZ. 

 Bana inanarak bu büyük vizyonda yanımda olacağına inandığım herkese çok teşekkür ederim. 

 Mahmut ŞANLI  (FROMUS GIDA AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı)

Ben bir çınar ağacı olmak istiyorum. Çünkü hayallerim hayata sığmıyor.

SEMİNER VE ORGANİZASYONLAR

Ekim 2019 tarihindeki ilk kozmetik ürünümüzün içerik ve numune tanıtım toplantısı. Bölgesel satış temsilcilerimizde Anemon Otel KONYA' da bir araya geldik.
Eylül 2019 Tarihinde, Anemon Otel'de firmamızın FROMUS markası ürün tanıtım semineri.
IFS Kurumsal İş Uygulamaları tarafından 2018 yılında, İstanbul'da verilmiş olunan, maliye bakanlığınca yayımlanan yeni uygulama ve mevzuatlar hakkında seminer.
19 şubat 2012 tarihinde Afyon İkbal Otel' de, yaş grubu ağırlıklı olarak yaklaşık 19-25 yaş aralığı olan genç bir topluluğa yaptığım konuşmadan kareler.
19 şubat 2012 tarihinde Afyon İkbal Otel' de, yaş grubu ağırlıklı olarak yaklaşık 19-25 yaş aralığı olan genç bir topluluğa yaptığım konuşmadan kareler.
Mayıs 2012 tarihinde, yaklaşık 70 kişilik üniversiteli gençler ile katılmış olduğum doğa yürüyüşü ve dağ tırmanışı. Onar kişilik takımlara ayrılıp, öğretici ve eğlenceli bir aktivite gerçekleştirilmiştir.
Mayıs 2012 tarihinde, yaklaşık 70 kişilik üniversiteli gençler ile katılmış olduğum doğa yürüyüşü ve dağ tırmanışı. Onar kişilik takımlara ayrılıp, öğretici ve eğlenceli bir aktivite gerçekleştirilmiştir.
Mayıs 2012 tarihinde, yaklaşık 70 kişilik üniversiteli gençler ile katılmış olduğum doğa yürüyüşü ve dağ tırmanışı. Onar kişilik takımlara ayrılıp, öğretici ve eğlenceli bir aktivite gerçekleştirilmiştir.

Biyografi

image description

FROMUS

KISA YAZILAR

  • image description

    HAYATINIZ BUNA YETiŞEMEZ.

    BAZEN BİR HAYAL KURARSINIZ. AMA, HAYATINIZ BUNA YETİŞEMEZ.

    Evet dostlar;
    Bazen bir hayal kurarsınız, ama hayatınız buna yetişemez.
    Bir çok insan hayaller kurar, onu gerçekleştirmek ister. Çabalar, koşar, mücadele eder. Ama bir de bakmış ki zaman, hayallerinin yanından sessizce akıvermiş.
    Hiç haber etmeden, sessizce ve kaçarcasına…
    Aslında öyle olmamıştır.
    Belki de biz hazır değildik. Zaman yanımızdan sessizce akıp giderken, hayallerimizin de avuçlarımızdan kayıp zamanın akıntısında kaybolmasını göremedik.
    Gelin şimdi, neden böyle oldu, neden biz buna izin verdik bir bakalım.

    DEDİĞİMİZ GİBİ, BELKİ DE BİZ HAZIR DEĞİLDİK;

    Kendimize hiç şu soruyu sorduk mu? Dürüstçe ve kendimizi kandırmadan.

    • “BEN NE İSTİYORUM?”
    • “BEN BU İSTEDİĞİME İNANIYOR MUYUM?”
    Belki de sorun; inanmışlık ve adanmışlık sorunuydu. Hayattan ne istediğini bilmeyen insanlar, genetiğine kodlanmış rolünü, dünyaya neden gönderilmiş olduğunun farkına varamamış insanlardır.
    Kişi kendinin farkına varmadan ne kendinden, ne de istediklerinden emin olamaz.
     Yapacağı tek şey hayalperestlikten öte geçemez. Sonra da derki;
    • “İSTEDİM AMA OLMADI!..”
    HAYIR!... Sen ne istediğin konusunda emin değildin, ona yeterince inanmadın, kendini hayallerine adamadın.
    Böyle olunca da hayatının akışı içerisindeki gereksiz kişilere, gereksiz olaylara takılıp asıl amacını unuttun.
    Sadece ileri yürümen gereken yol varken, sokak aralarında gezindin.
    Buda çok normal. Çünkü sen gerçekten ne istediğinden emin değildin, ona olan inancın hiçbir zaman sağlam olmadı.
    Unutma ki başarı ne istediğini bilmenden ve ona ne kadar inanıyor olmandan geçer.

    PEKİ YA, SEN HAYALLERİNE HAZIRDIN DA O SENİ TERK ETTİYSE;

    Bir kısım insanlar da; gerçekten ne istediğini bilmekte ve bu istediğine sonuna kadar inanmaktadırlar.
    Tepeden tırnağa sırılsıklam inanmışlık ve adanmışlık kokmaktadır bu kişiler.
    Ama; iyi bir planlamayla, doğru insanları, doğru zamanda, doğru materyallerle bir araya getiremediyse, ancak ve ancak canım hayallerinin katili olurlar.
    PEKİ NE YAPMALI?
    • Sizinle aynı heyecanı duymayan insanlarla asla yola çıkmayın. Dürüst ve iyi niyetli insan olmaları sorunu çözmede yeterli olmayacaktır.
    • Duygularınız asla prensiplerinizin önüne geçmesin.
    • Hayalinizin reçetesini çıkarın.
    • İyi etüt edin, sağlam bir fizibilite yapın. Buna bağlı olarak ta iyi bir planlama ile doğru materyalleri bir araya getireceksiniz.
    • Sinirleriniz çok sağlam olmalı. Unutmayın her insanın prospektüsü aynı olmayacaktır. Onları iyi okuyun.
    • Amatör ruhla emek harcayın, profesyonel ruhla yönetin.
    • Korkmayın. Korkarsanız, korkularınız sizi yönetir.
     
    Özetlemek gerekirse, HAYALLERİNE GİDEN YOL;
    ne istediğini bilmekten,
    istediğine inanmaktan,
    iyi bir fizibiliteden,
    doğru planlamadan,
    doğru insanlardan ve
    doğru materyallerden geçer.

    UNUTMA Kİ; ŞANS VE TESADÜF YOKTUR, SEBEP VE SONUÇ VARDIR…
    _______________
    Mahmut ŞANLI

  • image description

    BiR ONDAN, BiR SENDEN

    • 8 yıl önce

    BİR ONDAN, BİR SENDEN
    Mutluluk nedir?
    Birçok insan bu soruya farklı şekillerde cevaplar verecektir.
    Ama emin olun ki; verilen cevapların hepsi doğru olacaktır.
    Mutluluk çok geniş bir havuzdur aslında. İnsanlar o havuzdan nasibini aldığı yada almadığı ölçüde mutluluğa bir tanımlama yapacaktır.
    Bundan birkaç yıl önce şehir merkezinde yürürken karşıdan gelen bir insanın yüzü gözüme ilişti. Solmuş, düşmüş ve ben mutsuzum diye haykırıyordu adeta. O an bir kararla kalabalık cadde boyunca tüm insanların yüzüne bakarak yürüdüm.
    Gördüm ki;
    Tamamına yakınını yüzünde bir mutsuzluk….
    Mutsuzlukla birlikte bir kabulleniş te okunuyordu yüzlerinden. 
    Arada gençler katılıyordu gözlerime. Onların belli bir kısmının yüzlerinde mutluluk okunabiliyordu. 
    Neden diye düşünürken bulmuştum aslında cevabı. Çünkü gençler hayal kurabiliyorlardı hala.
    Yaş ilerledikçe; hayallerin azalması, ümitlerin tükenmesiyle birlikte yaşamlarının eksik kalan, yarım kalan parçaları ve başlarına gelebilecek doğal sorunlarla mutsuzluk girdabına yavaş yavaş çekiliyorlar insanlar.
    Peki toplum,  bu mutsuzluk girdabına kapılmamak için ne yapmalı? İnsan hayatında derin boşluklar oluşturan mutsuzluğu nasıl alt ederiz ?
    İşte bu derin yaralar, hayattan beklentiyi azaltan, kabullenişle birlikte mutsuzluk girdabına iten tek şey; kişinin yaşam pazılındaki eksik parçalarıydı.
    Zaman geçtikçe pazılın eksik parçaları artmış, hayalleri bitmiş, bununla birlikte pişmanlıklar yerini kabulleniş ve umutsuzluğa itmiştir.
    Kimi insan dünyaya  geldiğinde yaşam pazılı eline eksiksiz verilmekte ama o kişi bazı parçaları kaybederek mutsuzluk girdabına girmekteydi.
    Kimi insan ise yaşam pazılını eksiksiz tamamlayarak şanslı mutlulardan olmaktaydı.
    Ama bazı insanlar var ki; yer yüzüne geldiklerine ellerine yaşam pazılının bazı parçaları eksik verilmekte…
    İşte burada uygulanacak tek formül var…
    Pazılın bazı parçalarını sonradan kaybetmiş, yada sahip olduğunuzda kimi parçaları eksik olabilir.. Önemli olan pazılın eksik kalan yerlerini sizin doldurabilmeniz. 
     
    Yaşamın size vermedikleriyle serzenişler içinde mızmızlanmak yerine, BEN HAYATA NE KATABİLİRİM demek gerek aslında.
    Hayatınız, ona kattıklarınızla anlamlaşır.
    Anlam kazandıkça da pazılın boşlukları dolmaya başlayacaktır.
    Hayat sana ne katmışsa, sende üstüne koy..
    BİR ONDAN, BİR SENDEN…..
    ____________________

    Mahmut ŞANLI
     

  • image description

    DEĞiŞ VE YENiDEN DOĞ

    • 7 yıl önce

    DEĞİŞİMLE GELEN YENİDEN DOĞUŞ
    Kartalların dünyanın en uzun ömürlü kuşlarından olduğunu biliyor muydunuz?
    Bir kartal isterse, 70 yıl yaşayabiliyor.
    Evet isterse… nasıl mı?
    Yaklaşık 35 yıl kadar yaşayan sağlıklı bir kartalın gagaları oldukça uzamış göğsüne kadar değecek noktaya gelmiş olur. Ayrıca pençeleri de oldukça fazla uzamıştır artık.
    Bu noktaya gelmiş bir kartal, ya bir süre sonra avlanamayacak duruma geldiğinden ölecektir ya da kötüye gidişe dur deyip o büyük değişimi gerçekleştirecek ve bir 35 yıl daha yaşayacaktır.
    Peki bu değişim nasıl olacak?
    Yorgun düşmeye başlamış bir kartal, yüksek kayalıklara gider. Önce gagasını günlerce kayalara vurmaya başlar, ta ki gagası kırılıncaya kadar. Acı çeken kartal değişim uğruna buna katlanmaktadır.
    Gagası kırılıp yenisi çıktıktan sonra ilk iş uzamış tırnaklarını yeni gagasıyla sökmek olur. Bu acılı süreç yaklaşık 100-150 gün sürmektedir. Bu süreç boyunca düzenli avlanamadığından iyice yorgun düşecektir.
    Ve yeni gagası ve yeni tırnaklarıyla acılı sürecin sonundaki mükafatını almış olur. Artık yeniden doğmuş gibidir ve yaklaşık bir 35 yıl daha yaşayacaktır.
    Bir süredir her şey ters gitmeye başlamış, neyi elinize almışsanız başaramamış,
    Sürekli mücadeleyi bırakmayıp her düşüşte tekrar kalkmış ama her ayağa kalkış bir düşüşle sonuçlanmış,
    ne yaparsanız yapın bir türlü başarıya ulaşamamışsanız sakın kimseleri suçlamayın.
    Çünkü tek suçlu SİZSİNİZ!...
    DEĞİŞİM zamanı gelmiştir artık.
    Önce KENDİNİ değiştireceksin,
    işini değiştirmen gerekebilir,
    arkadaş çevreni değiştirmen gerekebilir,
    dinlediğin müzikleri değiştirmen gerekebilir,
    beslenmeni ve uyku düzenini değiştirmen de gerekebilir.
    Uzun zamandır alışmış olduğunuz şeyleri değiştirmek; sevmediğiniz, belki de açı çektiğiniz bir süreç olacaktır.
    İş hayatında kartal gibi olmak, değişimin acısını çekerek başarının bedelini ödemek gerek.
    Ya bir kartal gibi İSTERSENİZ kendinizi değiştireceksiniz, yada aynı başarısızlıkları tekrar tekrar  yaşamaya devam edeceksiniz.
    Başarı belki de çok yakınında ama İSTERSEN

GELEN SORULAR

  • NETWORK MARKETİNG SEKTÖRÜ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

    Ürün pazarlama ve satış stratejisi açısından baktığımızda, iyi sonuçlar alınabilen, zaman kaldıracını üst düzeyde kullanabilen bir sektör olup; malesef ülmekizde suistimallere, mağduriyetlere açık bir sestör olarak anılmaktadır. Bu nedenle bu sektörde faaliyet göstermek isteyen bir çok tüketici küstürülmüştür. Sektör içerisinde de ürün networkünün doğru olacağını düşünüyorum. Organizasyon odaklı sistemlerde malesef iş saadet zincirine doğru gitmiktidir. 

 

İLETİŞİM

Soru ve önerileriniz için bana yazabilirsiniz.

Mesajınız iletilmiştir. Teşekkür ederiz.
Submit